Diyarbakır Tarihi ve Tarihsel Gelişimi
- Diyarbakır ve çevresi tarih öncesi dönemlerden itibaren her devirde nemini korumuş Anadolu ile Mezopotamya Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu bir köprü görevi yapmış bu nedenle de çeşitli uygarlıkların tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşımıştır.
Tarih boyunca
- Diyarbakır M.Ö 1700'lü yıllara dayanan bir şehirdir. Türkiye'nin önemli kentlerindendir ve ülkenin güneydoğusunda yer almaktadır.
- Diyarbakır, Mezopotamya’nın kuzeyinde yer almaktadır. Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Siirt, Mardin, Urfa, Batman ve Adıyaman illeriyle çevrelenmiş olan Diyarbakır ili, bölgenin tüm özelliklerini taşır. Bağlı 13 ilçe merkezi bulunmaktadır.Diyarbakır kent merkezi 7 bin 500 yıllık bir geçmişe sahiptir.
- Tarihin her döneminde büyük uygarlıkların, kültürel ve ekonomik hareketlerin merkezi olarak kabul edilen kent, birbirini izleyen 26 değişik uygarlığa beşiklik etmiştir. M.Ö.3000 yıllarında Hurriler’den başlayarak Osmanlılara kadar uzanan yoğun bir tarihi geçmişi olan Diyarbakır’da yaşayanlar, dönemlerine ait izlerle kenti ölümsüzleştirmişlerdir
- Sırasıyla Amedi,Amed,Kara amed,Diyar-ı Bekr,Diyarbekir adlarıyla anılan şehir,tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahip yapmıştır. Aslında Diyar-ı Bekr (Diyarbekir) adı Osmanlının son yıllarına kadar daha çok bir bölge adı olarak kullanılmıştır. Ancak merkez için kullanılan Amid isminin kullanımının özellikle Diyar-ı Bekr'in (Diyarbekir)1867 yılında Vilayet oluşu sonrası yavaş yavaş terkedildiği, bütün bölgeyi nitelemesinin yanında merkez sancak için de (Diyar-ı Bekr) Diyarbekir adının kullanıldığı görülmektedir. İ.Ö.3500 yıllarında Hitit, ve Hurrri-Mitanniler'le başlayan ve sırasıyla (İ.Ö.1260-653) Asurlular ve Urartular,(İ.Ö.653-625) Medler,(İ.Ö.140-85) Partlar,(İ.Ö.85-69) Büyük Tigran,(İ.Ö.69-İ.S.53) Romalılar, (53-226) Romalılar-Partlar,(229-395) Sasaniler-Romalılar,(395-639) Bizanslılar egemenliğinde kalmıştır. 639 yılında kent müslüman arapların eline geçmiş ve 661 yılına kadar üç halife devrinde yönetilmiştir. Daha sonra Emeviler (661-750),Abbasiler (750-869),Şeyhoğulları (869-899), Abbasiler (899-930), Hamdaniler (930-978), Büveyhoğulları (978-984), Mervaniler (984-1085), Büyük Selçuklular (1085-1093), Suriye Selçukluları (1093-1097), İnanoğulları (1097-1142), Nisanoğulları (1142-1183), Hasankeyf Artukluları (1183-1232), Mısır ve Şam Eyyubileri (1230-1240), Anadolu Selçukluları (1240-1302,bu sevirde Hülagü orduları Diyarbakır ve çevresini istila etmiş ve büyük yıkımlarda bulunmuşlardır), İlhanlılar (1302-1394), Timur (1394-1401), Akkoyunlular (1401-1507), Safeviler (1507-1515) egemenliğinde kalan kent, 15 Eylül 1515'te Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından Osmanlı egemenliğine alınmıştır.
DİYARBAKIR İLÇELERİ
Diyarbakır’ın biri merkez olmak üzere on dört ilçesi vardır.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 468.830 olup, 381.144’ü ilçe merkezinde, 87.686’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 58, Mermer bucağına bağlı 14, Yolboyu bucağına bağlı 20 köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. Diyarbakır Ovası toprakların hemen hepsini kaplar. Topraklarını Dicle Nehri sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, baklagiller, pamuk, keten ve meyvedir. Tarıma elverişli olmayan bölgelerde hayvancılık gelişmiştir. En çok küçükbaş hayvan beslenir. Tekel Fabrikası, Sümerbank Yünlü Dokuma ve Şayak Fabrikası, Un Fabrikaları, Et Kombinası, TSK Süt Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Diyarbakır Yaylasının Dicle’ye bakan eteğinde rakımı 600-700 m olan bir alanda kurulmuştur. Urfa-Van, Elazığ-Mardin karayolları ve İstanbul-Kurtalan demiryolu ilçeden geçer. İlçede askerî ve sivil amaçlı bir havaalanı vardır. Belediyesi 1880’de kurulmuştur.
Diyarbakır İlçeleri
Bağlar
Bismil
Çermik
Çınar
Çüngüş
Dicle
Eğil
Ergani
Hani
Hazro
Kayapınar
Kocaköy
Kulp
Lice
Silvan
Sur
Yenişehir
Diyarbakır’ın biri merkez olmak üzere on dört ilçesi vardır.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 468.830 olup, 381.144’ü ilçe merkezinde, 87.686’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 58, Mermer bucağına bağlı 14, Yolboyu bucağına bağlı 20 köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. Diyarbakır Ovası toprakların hemen hepsini kaplar. Topraklarını Dicle Nehri sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, baklagiller, pamuk, keten ve meyvedir. Tarıma elverişli olmayan bölgelerde hayvancılık gelişmiştir. En çok küçükbaş hayvan beslenir. Tekel Fabrikası, Sümerbank Yünlü Dokuma ve Şayak Fabrikası, Un Fabrikaları, Et Kombinası, TSK Süt Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Diyarbakır Yaylasının Dicle’ye bakan eteğinde rakımı 600-700 m olan bir alanda kurulmuştur. Urfa-Van, Elazığ-Mardin karayolları ve İstanbul-Kurtalan demiryolu ilçeden geçer. İlçede askerî ve sivil amaçlı bir havaalanı vardır. Belediyesi 1880’de kurulmuştur.
Diyarbakır İlçeleri
Bağlar
Bismil
Çermik
Çınar
Çüngüş
Dicle
Eğil
Ergani
Hani
Hazro
Kayapınar
Kocaköy
Kulp
Lice
Silvan
Sur
Yenişehir
Arkeoloji Müzesi
- Diyarbakır'da ilk müze 1934 yılında Ulu Cami'nin devamı olan Zinciriye Madresesi'nde açılmıştır.1985 yılında ise Elazığ caddesi üzerinde bulunan Dedeman Oteli arkasında bulunan yeni yapısına taşınmıştır.Müzede Diyarbakır yöresinden kazılar,satın alma ve müsadere yoluyla edinilen eserler,Neolitik Çağ'dan itibaren Eski Tunç, Asur, Urartu, Helenistik, Roma, Bizans, Artuklu, Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devirlerine ait eserler kronolojik olarak sergilenmektedir.
- Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi
- Şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğduğu bu ev geleneksel Diyarbakır evlerine güzel bir örnek teşkil etmektedir. 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınıp müze haline getirtilmiştir. Müzede Cahit Sıtkı Tarancı'nın eşyaları. mektupları ve kitapları sergilenmektedir.
- Ziya Gökalp Müzesi
3-CAHİT SITKI TARANCI EVİ ( KÜLTÜR MÜZESİ )
Diyarbakır mimarisine özellikle Akkoyunlu, Artuklu ve Osmanlı stili hakimdir. Diyarbakır’da köklü bir mimari gelişimin varlığını duyuran yapıların başında evler ve köşkler gelir. Diyarbakır evlerinin özelliklerini en özgün biçimde muhafaza eden ve güzel örneklerden birisi olan Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğduğu evdir. Diyarbakır il merkezinde Camii Kebir Mahallesi, Cahit Sıtkı Tarancı sokak No:3 de bulunan ev, 1733 yılında inşa edilmiştir. Daha sonra da Cahit Sıtkı Tarancı’nın ailesine intikal etmiştir.
Kültür ve Sanat
El Sanatları- Diyarbakır'ın el sanatları içerisinde kuyumculuk, ipekçilik, bakırcılık önde gelmektedir. Diyarbakır el sanatları, 1.Dünya Savaşı'na kadar çok ilşeri bir düzeydeydi. Örneğin Konya'daki Mevlana türbesinin ikinci kapısı, Bağdat'taki İmam-ı Azam türbesinin altın ve gümüş işlemeli kapısı ile avize, şamdan ve kandilleri Diyarbakır'da yapılmıştır.
- Eskisi kadar olmamakla birlikte günümüzde önemini koruyan bu el sanatlarında hasır bilezik,kişmiş gerdanlık,güöüş işlemeli nalın ve çekmeceler Diyarbakır'ın kuyumcularının beğenilen ürünleri arasındadır. Köylerde el dokumacılığı ve halı, kilim üretimi de yapılmaktadır.
- Davul, zurna eşliğinde oynanan Diyarbakır oyunları yörenin aşk, ızdırap ve bazen de aşiretlerinin sosyal durumlarını konu alır. Oyunlardan bazıları; Delilo , Halay, Esmer, Çaçan, Tek ayak, Çift ayak ve Çepik'tir. Bu oyunların kendilerine özgü özellikleri, ayrı figür ve hareketleri vardır.
- Mutfak
- Binlerce yıl Türk, Kürt, Zaza, Ermeni, Süryani, Yahudi, Arap halklarıyla içi çe yaşayan Diyarbakır'da, bu kültürlerin bileşiminden meydana gelen yemek kültürü hayli bir zengindir. Mutfağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlar (sumak, kişniş, karabiber vs.), pirinç, sakatat çeşitleri, tereyağı, bulgurdur. Bu nedenle Diyarbakır mutfağı ağır yemeklerden oluşur.
Diyarbakır Tandır Ekmeği
Diyarbakır Tarihi Güzellikleri
10 Gözlü Köprü
Dicle Üniversitesi Girişi
AMED KARPUZU
Kantar Kavşağı
Eşsiz Surlardan Bir Görünüm
DİYARBAKIR KUŞBAKIŞI GÖRÜNÜM
MISS TURKEY BİRİNCİLERİ DİYARBAKIR GEZİSİ
Diyarbakırın önemli lezzetleri olarak şunları sıralayabiliriz:
Meftuneler (Patlıcan Meftunesi, Kabak Meftunesi, Kenger Meftunesi), dolmalar (Etli eşkili dolma (Sumaklı), Etsiz zeytinyağlı dolma), kibe mumbar, kelle paça, belluh, içli köfte, hıllorik, pıçık, sığma (sıkma), lebeni (ayran çorbası-yoğurt çorbası), duvaklı pilav, kibe kudur, keşkek, habenisk, sörün, hallez, mastav, löeel. Tatlılardan, peynirli kadayıf, revani, zingil, halbur hurma…
Diyarbakır yemeklerinden bazı tarifler
Meftune
Hazırlama Süresi : 10 dk. Pişirme Süresi : 20 dk
MalzemelerHazırlama Süresi : 10 dk. Pişirme Süresi : 20 dk
- 1 kg koyun kuşbaşı
- 1.5 kg patlıcan
- 1 kg domates
- 2 çorba kaşığı sumak
- 1 su bardağı su
- Tuz, pul biber
Hıllorik
Malzemeler
- 1 kg köftelik kıyma
- 2 su bardağı ince bulgur
- 2 adet yumurta
- 2 orta boy soğan
- Maydanoz, tuz,karabiber,pul biber,kimyon
- 1 Yemek kaşığı un
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 1 yemek kaşığı salça
Kaburga Dolması
Hazırlama Süresi : 60 dk, Pişirme Süresi : 3 saat 20 dk, 4 kişilik
Malzemeler
Kibe Mumbar
- 500 gr pirinç,
- 500 gr kıyma,
- Nane,
- Karabiber,
- Domates salçası,
- 500 gr bumbar (koyun),
- Tuz
Nuriye tatlısı
Hazırlama Süresi : 30 dk, Pişirme Süresi : 30 dk, 6 kişilik
Hazırlama Süresi : 30 dk, Pişirme Süresi : 30 dk, 6 kişilik
Malzemeler
- 5 yumurta akı
- 1 yumurta
- Yarım su bardağı su
- 4 su bardağı un
- 2 su bardağı iri çekilmiş ceviz
- 130 gr tereyağı
- 1 su bardağı nişasta
- 1 su bardağı süt
- 3-4 çorba kaşığı kaymak
- Yarım tatlı kaşığı tuz
Diyarbakır Efsanevi Olayları
SUZAN SUZİ VE KIRKLAR DAĞI HİKAYESİ...
Diyarbakır'ın güneybatısında, Dicle Nehri kenarında, Kırklardağı vardır. Bu Kırklardağı'nın arkasında Kırklar Ziyareti vardır. Çocuğu olmayanlar, buraya gelip dilek dilerler.
Bir Süryani zengin ailenin de hiç çocukları olmuyormuş. Kadın, Kırklar Ziyareti'ne gelip dilek dilemiş, adak adamış. Bir kızı doğmuş. Adını Suzi (Suzan) koymuşlar. Her yıl doğum gününde, annesi onu süsler, giydirir ve Kırklar'a götürerek, bir kurban kestirirmiş. Suzan böylesine bin nazlarla büyüyüp, güzel bir genç kız olmuş. Müslüman komşularının oğlu Adil'le, birbirlerine aşık olmuşlar. Yine bir doğum yıl dönümünde, annesi Suzi'yi, hizmetçilerle beraber kurbanını kesmek üzere, Kırklar Ziyareti'ne göndermiş. Arkalarından habersizce Adil de gelmiş. Hizmetçilerin kurban kesme telaşından yararlanan Suzi, Adil'le beraber, dağın arkasına dolanmışlar ve orada sevişmişler. Kırklar Ziyareti, bu beraberliği bağışlamamış ve ziyaret Suzi'yi çarpmış. Kız On Gözlü Köprü'nün orada, Dicle'de boğularak ölmüş. Suzi'nin ölümünden sonra, Adil de aklını yitirmiş.
ve arkasından çoğumuzun bildiği o güzel türkü ortaya çıkmış. Birde efsaneyi okuduktan sonra dinlemeye ne dersiniz bakalım değişen bişey olacak mı?
Yavuz Bingöl SUZAN SUZİ
Zembil Satan Efsanesi - Diyarbakır ;
Silvan Kalesi’nin kuzey tarafında bir tepe teşkil eden enkaz arasındaki burcun adına halk “Zembilfüroş” burcu demektedirler ve bu burcun bir efsanesi vardır.
Vaktiyle Silvan kale burçlarının birinde yaşayan geçimini zembil satmakla temin sağlayan evli bir adam varmış. Çok güzel huylu, melek gibi bir adammış. Şehrin sokaklarını gezerek zembil satmakta iken bir gün hükümdarın karısına rastlamış. Hükümdarın karısı, bu erkek güzeli adama aşık olmuş. Ne kadar zembili varsa alacağını, hepsini alıp sarayına getirmesini söylemiş. Adamda o gün ne kadar zembili varsa yükleyip saraya götürmüş. Onu bekleyen hükümdarın karısı bütün zembilleri almış ve adama aşkını açıklamış. Kendisine her istediğini yapmaya hazır olduğunu, yeter ki aşkına cevap vermesini istemiş. Zembil satan adam evli olduğunu, böyle bir günah işlemeyeceğini söyleyerek red cevabı vermiş. Kadın bir sonuç alamayacağını görünce, başka bir çare düşünmüş. Bir gün zembil satanı gizlice takip ederek kaldığı burcu öğrenmiş. Kendisi evde yokken karısına giderek durumu anlatmış ve “sadece bir gece ben senin yerine geçeyim”, sen başka yerde kal, sana ölünceye kadar kocan ve çocuklarına rahat geçinebileceğiniz kadar para veririm” diyerek kadıncağızı kandırmış. Onun elbiselerini giyerek, geceyi beklemiş. Zembil satan, gece evine gelip karısının yatağına girince hal ve tavırlarından koynundaki kadının kendi karısı olmadığını anlamış ve hemen sokağa fırlamış hükümdar karısı peşine düşmüş. Zembil satan, bu kadının elinden başka bir kurtuluş yolu olmadığını anlayınca kendini bugün adını taşıyan burçtan aşağı atarak paramparça olmuş. Ona aşık kadında kendini peşinden atarak ölmüş. O günden bu güne burca Zembilfüroş (zembil satan) Burcu denmektedir.
Ve Diyarbakırın Kültürünü Anlatan Bir Video Oğlum Ehsan
Berdan Mardini Diyabekir Elleri
İlkay Akkaya Amed Şehrim Benim
SON....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder